9 Nisan 2016 Cumartesi

Bizim Stadın Farklı Kolonları - Özünden Dönmek

,

2011 Senesinde Forza'da okuduğum bir yazı, Mehmet Nuri Develier'e ait bir anı.

"Bu yazıyı yazmamın amacı içimdeki duyguları biraz olsun siz ağabeylerim, kardeşlerimle paylaşabilmek…

Bugün güne başlarken Seyrantepe’den geçtim. Gerçekten güzel, gösterişli bir stat olmuş… Aklıma daha önce yaşadığım bir olay geldi…

Bundan 3 yıl önce bir arkadaşımın ısrarları ile Kadıköy’de rakip takımın maçını izlemeye ikna oldum. Arkadaşımın özel şöförünün kullandığı araçla Saraçoğlu’na gittik. Kendilerinin locaları olduğundan dolayı 5 yıldızlı otel oto parkı tadında bir otoparka girdik. Orada bey diye hitap edilerek karşılandık…

5 yıldızlı bir asansör ile üst kata çıktık. Arkadaşımda büyük bir hevesle bana stadı gezdirdi. Özel yemek yerleri, lüks mağazalar, özel dinlenme odaları, tertemiz tuvaletler… Derken deri koltukların bulunduğu localarına girdik. İçerde bir bayan artık bize hizmet ediyordu.

Derken maç başladı. Bir çoğu içerde televizyondan deri koltuklarına oturup izlemeyi tercih etti… Biz dışarıdaki deri koltuklarda oturduk. Arkadaşım bana nispet yaparcasına ; kardeşim üşüyorsan hemen ısıtıcıları yakalım dedi… Derken devre arası oldu. Bana yemek yer misin dedi. Menüde ne vardı ?

Ekmek arası köfte ? Döner ? Ya da çekirdek? Statta döner yiyelim ayıp olmasın dedim. Aman tanrım döner tabakla geldi. Derken maç bitti arkadaşım döndü ve bana gördün mü bizim büyüklüğümüzü dedi… Güldüm, dedim ahh be kardeşim sen buna büyüklük diyorsun demek. Gel ben sana birde ŞEREF BEY stadında bir günümü anlatayım dedim. Yeşilyurt’ta beklersin sarı dolmuş sırası sana gelmez. Varırsın Taksim’e elinde bir bayrak, başlarsın yürümeye. Yokuştan aşağıya, oradan ver elini BEŞİKTAŞ. Menüde 2 bira, bir ekmek arası köfte. En pisinden. Oradan gidersin stada, hava yağmurlu, donarsın titremekten ama iki satır haykırdın mı sevgini orada gerek yoktur ısıtıcıya! Bastı mı Beşiktaş aşkının ateşi yüreğini, yanarsın zaten. Birde Beşiktaş yenilirse tüm günün yorgunluğu üstüne yürürsün bu sefer yokuş yukarı dolmuşların oraya.. Birde beklersin sıra.. Bunca eziyetin üstüne varırsın evine. Bir çorba içer yatarsın gece. Yattığında ayaklarının altı su toplasa da, içindeki Beşiktaş aşkı ve sevgisi unutturur her şeyi!

İşte bugün Seyrantepe’den geçtim. Hayırlı olsun yeni statları. Gerçekten çok güzel, eminim güzel yemekler, güzel deri koltuklar ve daha fazlası vardır. Isıtıcılar bile vardır, ısınırlar.

Ama kendi kendime dedim ki ; babam doğru söylemiş. Evin değeri içindeki mobilyalardan anlaşılmaz oğlum, evin değeri içindeki birlik ve beraberlik içtenlik ve huzurdur…

Bizim evimiz sizinkilerden farklı… Bizim evimizin kolonlarının sağlamlığı, birliğimizden beraberliğimizden gelir.

BİRLİĞİMİZ BERABERLİĞİMİZ DAİM OLSUN..."


   5 Sene önce rakiplerden farkımızı anlatan müthiş bir anı bu, o dönem okuyan çoğu Beşiktaşlı katılmıştır buna, bir kez daha Beşiktaşlı olmakla gurur duymuştur. Peki ne değişti 5 senede? Ne oldu da "Sen 2 bin liraya kombine aldın ama yetmez 700 liraya da 3 maçlık bilet alacaksın.", "Kendi koltuğuna oturmak zorundasın." yaptırımlarına "Tamam" deyip geçecek seviyeye ulaştık. Ne oldu da "Yüz tanıma sistemiyle" gururlanacak duruma geldik. 100 liralık bileti Beşiktaş taraftarına 700 liraya satmaya çalışan fenerliler galatasaraylılar sanal alemde fink atarken en büyük sorunumuz maça gelip merdivende duran taraftar mı? Stada girip takımının ismini yazan Hakkarigücü'lü futbolcuyu 'hain' ilan edecek kadar ne şımarttı bizi? "Stat koltuklarına basmak cahilliktir" seviyesine ne zaman ulaştık?
   Son olarak dünden beri takık olduğum bir konu; hiçbir güç Beşiktaş taraftarına bir adet ayranı 5 liraya satmaya kalkamaz, hiçbir Beşiktaş taraftarı bunu kabul edemez. Modernleşmek uğruna özümüzü kaybetmeyi kimse kabul edemez.

0 yorum to “ Bizim Stadın Farklı Kolonları - Özünden Dönmek ”

Yorum Gönder

 

Arşivde Canlanır Koskoca Mazi Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger