Ertesi günün (20/12/1982) gazetesi Milliyet'te ilk Metin satırları ve fotoğrafı
İlker Ateş'ten maça dair kısa notlar
Gökmen Özdenak'ın maç yazısında Metin'e dair satırları
21 Aralık 1982 tarihli Milliyet'te İlker Ateş'in Metin hakkındaki yazısı
"19 Aralık 1982, Beşiktaş Jimnastik Kulübü için en önemli tarihlerden biri. Sonrasında "Sarı Fırtına" diye anılacak olan Metin Tekin'in, Beşiktaş formasıyla sahaya ilk çıktığı gün. Bir Samsunspor maçıyla sahaya ayak basan Metin Tekin, senelerce Beşiktaş formasını layıkıyla taşımakla kalmadı. Birçok çocuğun kahramanı oldu.
1982 senesinde 1 yaşındaydım henüz. Ve haliyle Metin Tekin gerçeği ile tanışmamıştım. Sonrasında ise çocukluğumun baş kahramanı olacaktı. Efsane tanımını yaparken kullandığı sözlerdeki gibi bir ilişkimiz olacaktı: "Biz, nasıl Baba Hakkı'yı merak edip, araştırıp, neredeyse ellerimizle dokunduysak, yıllar sonra bir çocuğun bizi aklına düşürüp, araştırmasıdır."
Bu eylem için yıllar geçmesi gerekmedi. Onu sahada Beşiktaş forması ile ilk gördüğüm vakit aklıma düşmüştü Metin Tekin. Sonrasında da hiç yeri değişmedi. O yaşlarda zihinlerimize ve yüreğimize yerleşen Beşiktaşlılık'taki payı kuşkusuz çok büyüktü. Sadece sahada elde ettikleri başarı değil, insani yönleri de bizi hayran bırakıyordu. Metin ve arkadaşlarını çok seviyorduk. O yüzdendir ki, bizim kuşak kolay kolay kimselere veremedi "efsane" sıfatını onlardan sonra.
Çocukluk anılarımda, gençlik anılarımda ve hali hazırda hala Metin var. Zeki abinin kardeşi, "Feyyaz, napıyordur şimdi?" diye sorarken, benim sorum hep "Metin, napıyordur şimdi?" oldu.Ve ilerleyen zaman içerisinde Beşiktaş'la ilgili yaşanacak güzel anların içinde yine Metin olsun istiyorum. Bu kulübün bir yerlerinde varlığını hissetmek, "nasıl olsa Metin var" duygusunu tekrar yaşamak istiyorum.
Aynı çocukken hissettiğim gibi. Metin, hep olsun. Ona bir şey olmasın."
1982 senesinde 1 yaşındaydım henüz. Ve haliyle Metin Tekin gerçeği ile tanışmamıştım. Sonrasında ise çocukluğumun baş kahramanı olacaktı. Efsane tanımını yaparken kullandığı sözlerdeki gibi bir ilişkimiz olacaktı: "Biz, nasıl Baba Hakkı'yı merak edip, araştırıp, neredeyse ellerimizle dokunduysak, yıllar sonra bir çocuğun bizi aklına düşürüp, araştırmasıdır."
Bu eylem için yıllar geçmesi gerekmedi. Onu sahada Beşiktaş forması ile ilk gördüğüm vakit aklıma düşmüştü Metin Tekin. Sonrasında da hiç yeri değişmedi. O yaşlarda zihinlerimize ve yüreğimize yerleşen Beşiktaşlılık'taki payı kuşkusuz çok büyüktü. Sadece sahada elde ettikleri başarı değil, insani yönleri de bizi hayran bırakıyordu. Metin ve arkadaşlarını çok seviyorduk. O yüzdendir ki, bizim kuşak kolay kolay kimselere veremedi "efsane" sıfatını onlardan sonra.
Çocukluk anılarımda, gençlik anılarımda ve hali hazırda hala Metin var. Zeki abinin kardeşi, "Feyyaz, napıyordur şimdi?" diye sorarken, benim sorum hep "Metin, napıyordur şimdi?" oldu.Ve ilerleyen zaman içerisinde Beşiktaş'la ilgili yaşanacak güzel anların içinde yine Metin olsun istiyorum. Bu kulübün bir yerlerinde varlığını hissetmek, "nasıl olsa Metin var" duygusunu tekrar yaşamak istiyorum.
Aynı çocukken hissettiğim gibi. Metin, hep olsun. Ona bir şey olmasın."
Yazı Şairler Parkı blogundan alınmıştır. Ve Sarı Fırtnıa'nın konuk olduğu Kaptan Köşkü programı;
Bu yorum yazar tarafından silindi.